IMDB Puanı:7.8/10
Yapım:2008 ~ ABD, İngiltere
Tür:Dram, Romantik
Yönetmen:Sam Mendes
Senaryo:Justin Haythe
Yapımcı:Sam Mendes, Scott Rudin, Nina Wolarsky, Bobby Cohen, David M. Thompson, John Hart
Görüntü Yönetmeni:Roger Deakins
Müzik:Thomas Newman
Süre:2 saat
Gösterim Tarihi:27 Şubat 2009
Film Hakkında:İstanbul'dan usanıp günün birinde izbe bir köye taşınan bir berberin hikayesi anlatılıyor filmde. Köyün muhtarının çok önemli olduğu bu yerleşim biriminde garip kaybolma olayları olmaya başlar.Ardarda insanlarının kayboluşunun ardından muhtar, devlete başvurmak amacıyla ilçeye gider. Ancak muhtardan da haber alınamaz ve o da kayıplara karışır. Berber tüm olan biteni kayıtsızca izlerken, kendisi de izlenmektedir. Bütün bu kayboluşlar köyü daha gizemli ve gergin bir yer haline getirmeye başlar.Hasan Ali Topbaş'ın eşi benzeri olmayan romanından uyarlanan filmin yönetmen koltuğu; 9, Ara ve Anlat İstanbul'dan tanıdığımız Ümit Ünal'a ait...
Devamını Okuyunuz...
IMDB Puanı:7.2/10
Yapım:2008 ~ Almanya, Fransa, israil
Tür:DramYönetmen:Eran Riklis
Senaryo:Suha Arraf, Eran Riklis
Yapımcı:Eran Riklis
Görüntü Yönetmeni:Rainer Klausmann
Müzik:Habib Shadah
Filmin Konusu:Bu ironik ve iyimser dramın kahramanı, limon ağaçlarını korumak için İsrail devletiyle mücadeleden sakınmayan Filistinli bir dul kadın, Selma. Duvarın İsrail tarafına İsrail savunma bakanı bir villa inşa edince, Selma’nın limon bahçesi, ulusal güvenliği tehdit eden bir unsur olarak tanımlanır ve yıkılmasına karar verilir. Hakkını ve limon ağaçlarını korumak için elinden geleni esirgemeyen Selma, tuttuğu avukata âşık olup, bir de üzerine davası uluslararası bir hadiseye dönüşünce her şey karmakarışık olur.
Devamını Okuyunuz...
Şahan Gökbakar'ın usta oyunculuğunu gördüğümüz Recep İvedik Serisinin ikinci filmi Almaya da 190 000 gişeye ulaşarak rekor kırdı....
en fazla izlenen filmi daha önce 136 bin ile Kurtlar Vadisi Irak filmi olmuştu.
Devamını Okuyunuz...
Sluzhebnyy roman (1977)
Verdugo, El (1963)
Anbe Sivam (2003)
Dr. Strangelove or: How I Learned to Stop Worrying and Love the Bomb (1964)
Kibar Feyzo (1978)
Zügürt Aga (1985)
Jaane Bhi Do Yaaro (1983)
Esperando la carroza (1985)
Süt kardesler (1976)
WALL·E (2008)
Devamını Okuyunuz...
Başka bir güzel filmle tekrar birlikteyiz bu haftanın ilk filmi 2007 yılında gösterime giren Tau ming chong türkçesi Savaşın Kralları.
Savaşın kralları bir aksiyon tarihi ve dram kategorilerine sahip bir film.
Başrol oyuncuları başta Jet Li(hemen göze çarpıyor;General Ma Xinyi),Andy Lau (Er-Hu Kardeş).Takeshi Kaneshiro (Zhang Wen-Xiang).
General Ma Xinyi(jet li) çin ordusunda büyük bir ordunun komutanıdır. Bir savaşta ittifak bir ordunun savaş anında yaptığı döneklik yüzünden bütün ordusunu kaybetmiştir fakat General Ma Xinyi ölü taklidi yaparak kurtulmuştur.
Da ha sonra Er-Hu kardeşin kervanına katılır ve Er-Hu kardeşin köyüne yerleşir. Köyde Çin askerleri tarafından hep rahatsız edilmektedir ve yamalanmaktadır. General Ma Xinyi önerisi üzerinde Er-Hu kardeşin köyü çin ordusana katılmaya karar verir.
Köyden 800 asker çıkmıştır. Ve çin imparatorluğundan 1500 asker daha verilerek General Ma Xinyi komutanlığında bir ordu oluşmuştur. Köyden ayrılırken General Ma Xinyi Er-Hu kardeş ve Zhang Wen-Xiang bağlılık yemini etmişlerdir. Bizdeki kankardeşliği gibi birşey.
Daha sonra büyük zaferlere imza atan bu ordu yıllarca savaşmıştır. Ve bir bölgenin fethi sırasında esirlerin öldürülmesine karşı çıkan Er-hu kardeş ve
General Ma Xinyi arası açılmıştır. O bölgenin fethi tamamlanmıştır ve General Ma Xinyi oranın valisi olmuştur. Daha sonra bu bölümü tam anlayamadım altyazıdan kaynaklandı galiba General Ma Xinyi Er-hu kardeşi öldürtüyor daha sonra Er-hu kardeşin General Ma Xinyi'nin öldürttüğünü duyan Zhang Wen-Xiang bağlılık yemini gereği General Ma 'yı öldürmek ister fakat düşmanları tarafından öldürülür General Ma ...sonu biraz hüzünlü...
Devamını Okuyunuz...
The Pianist filmi imdb 58. filmidir. Öncelikle sanatsal açıdan bakarsak Pianist filmi mükemmel denilebilir hele bazı sahnelerde film şaha kalkmış. Örnek verecek olursak Szpilman'ın parmakları piyano tuşları üzerinde gezer, mimikler sahnenin dramatik yapısına son derece uygun ve samimidir ve duyulan sadece Chophin'dir tüylerimin diken diken olduğu bir sahnedir.
Pianist gerçekten mükemmel bir film tekrar tekrar izlemekten sıkılmadığım filmlerden ve her izleyişimde aynı duyguları yaşıyorum.
Adrien Brody filme inanılmaz yakışmış ve çok başarılı bir iş çıkarmış. Yapım dram türünde istenilen herşeyi fazlasıyla karşılamış.Bazı sahneler vardı ki hafızalarda unutulmamak üzere yerini aldı. Finale yakın piyanistin bir askere müzik çaldığı sahne gözleri yaşartmaya yetecek kadar anlamlıydı. Film bir başyapıt, yaptığı sömürüyü gözönünde bulundurmayacaksak eğer, bunu rahat bir şekilde kabul edebiliriz.
Nazizm ve sosyal-darwinizmli almanlar ve yahudilerle başlıyor herşey. tarihleri boyunca gittikleri yere asla huzur vermeyen yahudiler sahipsiz rolünde evet belki insanın insana zulmünü benimseyecek kadar gaddar olmamak lazım ama zulme uğrayanın suçunu görmeyecek kadar körde olmamak lazım. Bu insanlar yaşadıkları her yerde kendi ırklarını kayırdı herkestende üstün tuttu. ne varki kendilerinkinden daha güçlü bir ırkçılık ayrımına maruz kalınca işler bu boyuta geldi. tarih 1933-1945 diye anıldığı zaman her bir köşeden seslenirler ''ozaman yahudilere dünyada eşi görülmemiş katliam vardı'' ve yine aynı sesler devam eder ''naziler saçma ırk üstünlüğü iddaaları ile yaptı bunu'' peki bu ses kimden geliyor? bunlara, bunu söylemesini söyleyene, kim söyledi?.kaç ağız değiştirdi bu ses. mahsum köylüm benim. tarih bunuda yazar derler ya, yalan! koca bir yalan. kesinlikle parası olan tarih yazar. ermenilerde türkler için aynı iddaalarda değillermi. ''astılar, kestiler'' evet astık kestik ama niye diye soran yok. sen tutar benim milletimi böler millete kendini efendinizim ilan edersen ben seni milletimden sıyırıp istediğin cehenneme yollarım. tüfeğini çıkartıp ''gitmiyorum'' dersen tutar bende çıkartırım. yahudiler bunun fazlasına maruz kalmış ve insanlara daha fazla yansımış. eee yahudiminde parası var soyu kurumuş nazizmi mi koruyacağım. tabikide soykırım katliyam derim. sonra bunu belgeler, kitaplar ve birde filmle süslerim. kendilerine karşı bir sempati bekliyorlar buna çok ihtiyaçları var çünkü adamlarda bir ticaret aşkı varki markalar saymakla bitmez. herkes bilir bir yahudinin ticaretteki yahudiliğini. bu ticaret ile kurduğu devleti, bu anlayışla senden alacağıma dünyanın öbür ucundaki yahudiden alırım dediğini. demekki naziler çok temkinliymiş ki filistinin bu gün düştüğü tuzağa, ozaman düşmemiş. üstüne basa basa söylüyorum nazilerin yaptıklarını tastik ettiğim felan yok. ama inanılmaz boyutta abartıldığını düşünüyorum .
Devamını Okuyunuz...
En başta söyememiz gereken Schindler's List imdb en iyi yedinci filmidir. Zaten bu olay filmi izlememize yeterli bi durum.
Film genel olarak 2. Dünya Savaşları zamanında Alman Nazi sisteminin vahşetini ve Alman Oskar Schindler'in bu vahşetlere karşı bir liste oluşturup kurtardığı yahudileri konu alıyor.
Soykırım esnasında sözcükleri iyi kullanan bir girişimcidir Alman Oscar Schildler amacı olaylara duyarlılığıyla değişmiş ve bir kurtarıcı rolünü üstlenmesine zemin hazırlamıştır. Göz önünde yaşanan böylesi katliamlara duyarsız kalınması güç ihtimal.
Filmde baştan sona muhteşem kareler içeriği sağlam, dramatik yapı son derece başarılı işlenmiş. Siyah-beyaz arasındaki uçurum gözler önüne sade bir dille serilmiş bir çok dalda aldığı oskar ödülleri filmin başarısını ödüllendirilmiş boyutudur.
Schindler's List imdb dram kategorisinde en iyi 5. filmdir. Bu da dramanın ne kadar başarılı vurgulandığını apaçık sergiliyor.
Diğer bir bakış açısı:Film yahudilerin yaşadığı zorlukları çok güzel anlatmış, çok ta güzel bir film olmuş fakat şimdi o zorlukları yaşayan yahudilerin torunları ne yapıyor. Bu kadar vahşet yaşamış bir millet neden aynı vahşeti diğer insanlara yapıyor.Sanırım daha küçükken kötü bir amacı olan kişiler tarafından bilerek beyinleri yıkanıyor ki hafta sonu maç izlermiş gibi filistinin katliamını izliyorlar.
Devamını Okuyunuz...
Sergio Leone Arguably tüm zamanların en vizyoner yönetmenidir. Ondan önce bile o olabilir Bu Sergio Dünya i kontrol etmek için ücretsiz bir alternatif zamanda alternatif bir yer. O seyirci ve başka bir yönetmen gibi onun hikayesi kontrollü. Benim için en iyi filmi bir 1984 listesinde birçok eleştirmenler 'ten kötü filmler aldı: "Bir Saat Amerika'da üzerine oldu." Ise film filme ben istedim ve ona göre resim tamamlanan yönetmen, kesme, film Sergio Leone kendini kesme seviyorum. Ne yazık ki, film kesme iki saat resmi olarak her şey, editörü ve 1984 yılında tiyatro açıklaması için zaman çizelgesi berbat - sonuç bir felaket hareketli resim şimdi, yönetmen kesmiş, as one of the her best standları zaman. James Woods kez söyledi olan 1984 en kötü filmi daha sonra on yılın en iyi filmi adlı bu adlandırılan ve eleştirmenler.
Sergio hayalini projesi, bir on yıl büyük ekranda ve daha başka sonuçta onu dışarı açacaktı , ancak "The Good, the Bad and the Ugly" (1967 ) onun en görsel filmi oldu. Film seyircilere aşırı yakındı ve bir western filminde ne istiyorsa seyirci bu filmde onu buldular
Yönetmen Quentin Tarantino bir kez Leone hakkında bir şey söyledi, onun rol modeli, dışarı da pek kamera yön biliyordum zaman başladı, bu yüzden o kadar da seslenmek istiyorum bir film de, "Ben istiyorum aşırı yakın istedim Sergio Leone bu adama! " Quentin Tarantino Leone için böyle bir saygı olduğunu bile direktörü elbette Robert Rodriguez, başlğ Time in Mexico "üzerine başlığı" sonra önerdi, bir sonra Batı bir zaman sonra "Bir kez bir türetme" ve "Bir kez Time in America, "Sergio Leone iki film.
Bunları biliyormusunuz?
The Good, the Bad ve Çirkin (İngiltere)
(ABD) Bo, el lleig I El dolent, El
(İspanya: Catalan title) Bueno, el feo y El Malo, El
(İspanya) magnifici straccioni nedeniyle, I
(İtalya) ( ) The Good başlık çalışma, the Ugly, the Bad
(ABD) (edebi İngilizce başlık) The Magnificent Rogues
(İngiltere) Zwei glorreiche Halunken (Batı Almanya)
Devamını Okuyunuz...
"Dünyanın en iyi filmi" bunu ben söylemiyorum film dergileri film siteleri film oteriteleri daha bir sürü film ile uğraşan birimler söylüyor tabiki benimde görüşüm aynı.
The Shawshank Redemption türkçesi Shawshank Hapisanesi'nden Kaçış'tır fakat nasıl olduysa Esaretin Bedeli olarak türkçeye çevrilmiş.
Film konu olarak iyi bir bankacı olan Endry Dufren'nin suçsuz yere düştüğü Shawshank hapisanesinden kaçışını konu almaktadır.
Devamı yarın şimdi yatmak zorundayım
Devamını Okuyunuz...
Sinema fora ; sinema filmlerinin tanıtıldığı, hakkında yorumlar yazıldığı, tartışıldığı ve daha birçok şeyin paylaşıldığı bir blog olacak inşallah.
Devamını Okuyunuz...
1984
